İtiraf ediyorum ki ben bir kaktüs hastasıyım, benimkisi hastalıktan daha da ileriye gidip bağımlılığa dönüştü bile. Evet pek çok insan evlerinde bahçelerinde bitkiler yetiştiriyor, bu bitkileri seviyorlar. Ama sanıyorum ki kaktüsler söz konusu olunca durum biraz daha farklı oluyor. Etrafımda pek çok insan var tıpkı benim gibi. Artık fun clup olacak kadar da büyüdük. Öyle ki büyük yapı marketlere gelen kaktüs sevkiyatlarını bile takip ediyoruz. Tanımadığımız insanlara telefon numaralarımızı verip, onlardan telefon numaralarını alıyoruz. Bau Hausta bitki reyonunda çalışanların hepsinin adını biliyoruz...Hatta kaktüs saksılarının üzerindeki dağıtıcı firmayi bile arayıp yurt dışından geliş tarihlerini öğreniyoruz...
Gördüğünüz gibi bu bir bağımlılık. Kaktüsleri alırken birden fazla kök olmasına veya çoğaltıp kendimiz gibi bağımlı bir arkadaşımıza vermek üzere yavrulu olmasına özen gösteriyoruz...Yukarıda gördüğünüz kaktüs 38 yaşındaymış. İnanmayabilirsiniz ama ben inanıyorum. Kaktüs bakanlar bilirler, bu bitkilerin büyümekte ne kadar inatçı olduklarını. gördüğünüz kaktüsün her biri bir plates topunda daha büyük...Bu resim Bodrum yakınlarında bir kaktüs üretim-satış serasında çekildi. Tatil için Bodrum'a giderken yolda bu serayı ne yazık ki çok geç fark etmiş, uzun bir yolculuk yaptığımız için de geri dönememiştim. Tatil dönüşü mutlaka uğrama kararı alarak yola devam etmiştim. Dönüşte bu seraya uğradığımda resmen mest oldum elbette. Her tarafta devasa kaktüsler vardı, neredeyse çoğunda da muazzam güzellikte çiçekler...
Bu kaktüsleri seyrederken, benim evde saksılardaki bücür kaktüslerimi düşünmüştüm...Elbette iklim ço etkiliydi. Bozkırın ortasında, doğa ile inatlaşarak anca bu kadar oluyordu.
Yukarıda gördüğünüz de bir kaktüs türüymüş. Ankara'da hiç görmedim ancak Başka bir yerde benzer çiçeklere sahip olanı görmüştüm. Kaktüsler geniş bir aile, uzaktan birbirinin aynısı olduğunu düşündüğünüz iki türü inceleyince ufak da olsa birbirinden farklılıklar olduğunu görürsünüz.
Kaktüs yetiştirmeye nasıl başladım tam bilmiyorum. Ama sanırım çok sevdiğim saksı menekşemi susuzluktan ölme raddesine bir kaç kez getirince, bu büyülü dünyaya girdim. Benim çiçeklerim öyle çok fazla sulanmayacaktı...Seçimim kaktüs oldu elbette.Ama sonradan da bağımlısı olunca onlar için zevkle zaman ayırmaya başladım.
Kaktüslerin çiçeklerinin renkleri genellikle çok parlaktır. Ben de bütün bir yıl boyunca çiçek açacakları o kısacık zaman dilimini bekliyorum. Ama ne yazık ki henüz çiçek açabilen tüm kaktüslerimde çiçek göremedim.
Çiçekçilerde veya yapı marketlerde son zamanlarda moda olan bir çirkinlik var. Kaktüslere silikonla veya küçük iğnelerle kurutulmuş boyalı rengarenk çiçekler yapıştırmak. Bazılarında ise çiçeklerin yanında hasır meksika şapkalarının da yapıştırılmış olduğunu gördüm. Anneme buna benzer bir kaktüs hediye edilmişti. Çiçeklere takılan iğneler o kadar uzunmuşlar ki, kaktüsün gövdesini içten boylu boyunca geçmişler. İğneleri çıkarttık elbette, ama iğne deliklerini görmek ala mümkün. Bazı çiçekler ise kaktüsün tam da sürgün vereceği yerlere saplanmışlar. tabii o bölgeden çıkan sürgünlar son derece cansız oldular. Bu nedenle, bu tip yapay çiçeklerle süslenmiş kaktüsler çok da sağlıklı olmuyorlar. Aşağıdaki resimler az önce bahsettiğim kaktüs serasından....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder